Kendimizde kalmaktan, benliğimize kapılmaktan, özümüzle oynamaktan, nefsimizle dolmaktan, dünyanın süfli zevkleri ile doymaktan bir adım olsun geri çekildiğimiz bir Ramazan ayına daha kavuşabilmiş olmanın haklı gururu ve sevinci içindeyiz. Kavuşturan ve bahşeden kudrete hamdolsun! Umudun kanatlarına tutunduğumuz; haddimizi bildiren, acizliğimize dokunan, bize rahmet cenderesinde...
Kaynaklarda geçer! ‘İmam-ı Azam’ olarak bilinen Ebu Hanife’nin bir öğrencisi ders halkasındaki öğrencilerini ders bittikten sonra yapılan evin inşaatına yardımcı olmaları için götürür. Öğrencisinin biri, kendisinden taşın altına koymak üzere küçük bir çakıl taşı isteyen ustaya, üşendiği için yere eğilmeyerek komşunun duvarındaki eğreti bir...
“Babamla teheccüd namazına kalkmıştık” der Sadi Şirazi. “Dışarı baktım, bizden başka kalkan yoktu. “Keşke onlar da kalksaydı” dedim. Babam: “Keşke sen de kalkmasaydın” Peki neden? diye sordum. “Sahibine üzüntü veren günah, gurur veren ibadetten hayırlıdır.” dedi. Çok uzun yıllar önce rahmetli dedemden duyduğum...
Doğduğum günden nefes alıp verdiğim şu ana kadar ömrümün her bir saniyesi sihirli bir el tarafından fotoğraflanmış ve şimdi beni kaldırıp sararmış, kırılmış, yanmış, buruşmuş, renkli, siyah beyaz, büyük, küçük, flu, net milyarlarca fotoğraftan oluşan bu denizin içine atmışlar gibi, uçsuz bucaksız bir fotoğraf...
Kainatın döngüsü içinde toprak denince hepimizin anladığı mana akla geleceği gibi topraktan yaratılmış bedenimizi de anımsayabiliriz sanırım. Toprak misali beşeriyetimize ekilen idrak tohumları da bu yönüyle baktığımızda göze göze kaynayan ilim suyuna muhtaç. Bu şekilde filizlenip göğe doğru akan ve dembedem ulviyet semasına yaklaşan...
Kelimelerin boşluğu dövdüğü, anlamların buharlaştığı, kutsalların sinirlerinin alındığı bu çağda “saatler harcayıp, uykusuz gecelerde kelimeleri yan yana getirerek anlamlı bütünlükler oluşturmaya çabalamanın bir anlamı kaldı mı” diye soruyorum özellikle son zamanlarda kendime. Doğurmak için saatlerce kanadığınız, kıvrandığınız bir konu, derinliği ne olursa olsun açık...
Muhtemelen duyduğunuz bir rivayettir; Bir adam İsa Aleyhisselam ile arkadaşlık yapmak ister. İsa Aleyhisselam adamı kırmaz, birlikte uzunca bir yola çıkarlar. Bir miktar yürüdükten sonra su başında dururlar. Yanlarında azık olarak aldıkları üç ekmek vardır. Her biri birer ekmek yer ve İsa Aleyhisselam gidip...
Kendini, muhafazakâr ya da başka bir deyimle mütedeyyin olarak tanımlayan kesimle ahlâk kavramı arasındaki uçurum kapanmadıkça, sanırım hem kendi nefsim hem de bu kesimle mücadelem hiç bitmeyecek ve gerekirse son nefesime kadar bu konudaki haykırışımı sürdüreceğim. Zira yeryüzüne iyiliği, sevgiyi, merhamet ve adaleti tesis...